Dudaklarının kenarı yavaşça kıvrılırken "ssss" sesi çıkar...
Portmantodan kıvrılarak yere doğru uzanan bedenine sarılmışken tekrardan gülümsediğini görmüş;
hmmmm...
bir de toz kutusundaki nabız göstergesi var.
Kuşlar hep özgürce uçar sanırdın, di mi?
Köşe aydınlığıyla vursun sazlar-dı;
göz arsızlığıyla kapılmışlığın vardı;
söz patavatsızlığıyla "saf"lığın...
İşte hepsini taşırken ağacın tepesine, bunları düşündüm.
"Ah yauuvvv..." dedim,
âtıflar da neymiş!?
Bir demirlemişiiiim
bir salmışım sözlerimi.
Anladım sanırım;
anlamadığımsa, tüm aşkların keçe kurusu kuş uçuşlarıydı...
Rumuz: düttürü dünya
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder