9.10.10

Sonsuz bir yağmur Masalı

Huysuzluğun getirisiydi gidişleri.
Kara Kuyu'nun hikâyelerine boyun eğdi.
Kibarlığına vermeliydi sislerin hinliğini,
ve sövmeliydi yüzüne, bildiği ve sandığı her şeyi.

"Sonsuz bir yağmur" idi masallarındaki,
ve kabuğundaki aşk simgeleri.

Serilivermeliydi ne de olsa savrulan hayalleri,
dönüvermeliydi peşi sıra yediverenleri,
ve dağıtmalıydı etrâfa şekerlerini.

Oysa ki "sonsuz bir yağmur" idi masallarındaki,
bir de sesindeki ebedî tebessüm hayalleri.


7.10.10

Öte Diyar Hikâyesi

Bir salıncağa kurban etmiştim oysa ki tenimin bâkireliğini,
ve hiç dokunmamışçasına ve koklamamamışçasına bir bedeni, sana eğilmişti bedenim.

Yollar, kat edilmekle olsa olsa çoğalırlar.
Bizler ise yol edilmekteyiz sıfatsızca;
ve belki de edinmekteyiz yolsuz düşlerimizi kendimizce,
ancak asla kendiliğinden değil.

Sırsız kendimiz ne mümkün var olsun?

Gidebildiğimizce gidiyoruz diyarlar ötesine;
ancak kendi ötemize geçemedikten sonra her şey boş.

Hem;
Sırsız âlem ne vakit var olmuş?